Röportaj: Gazeteci-Yazar Metin Soylu
TÝYATROCU SÜHEYL-BEHZAT UYGUR KARDEÞLER’ÝN SAHNE NOTLARI…
Her þey bu sözden sonra baþladý:
“SEN OÐLUYSAN BÝZ KIZI MIYIZ!?”
Tiyatro duayeni Nejat Uygur’un kendisi gibi tiyatrocu olan oðullarý Behzat ve Süheyl Uygur kardeþler ile tiyatroya baþlama hikâyelerinden baba öðütlerine, unutamadýklarý anýlarýndan sahne dünyasýnda neleri beðenip neleri eleþtirdiklerine kadar birçok þeyi konuþtuk. Ýki kardeþ üniversitelilere tavsiyelerde de bulundu, “Yetenekli olanlar varsa bize ulaþsýn, birlikte oynayalým” diyor.
-Tiyatroya babanýz Nejat Uygur ile baþladýnýz deðil mi? Tiyatroya baþlama hikâyenizi anlatýr mýsýnýz?
Süheyl Uygur: Ben Behzat’tan daha eski olduðum için isterseniz hemen baþlayayým. 1976 yýlýnda TRT’yi hicveden “TIP!” diye bir oyunu vardý babamýn. Oyunculardan birisi hastalandý. Babam “Süheyl sen çýkar mýsýn?” dedi. “Tamam baba” dedim. Çýkýþ o çýkýþ… O zamandan beri tiyatronun içindeyim.
Behzat Uygur: Benim profesyonel olarak tiyatroya atýlmam 1986 yýlýna denk gelir. Ama amatör olarak tiyatroya baþlamam babamýn yanýnda aslýnda çocukluktan beri devam etmiþtir. Kendimizi bildik bileli sahneye çýktýk. Özellikle yaz tatillerinde… Babam bizlere küçük roller verirdi. Babamýn 1986 yýlýnda “Hastane mi Kestane mi” adlý bir oyunu vardý. O dönemde askerden yeni gelmiþtim. Caným da çok sýkýlýyordu. Kuliste tiyatro oyunu seyrediyordum. Hiç unutmam oyun kötü oynanýyordu. Temposuz oynanýyordu. Bir anda sahneye çýktým ve “Düzgün oynayýn. Ne biçim tiyatro oyunu bu” dedim. Oyuncular çok þaþýrdýlar. On beþ dakika sonra yine ayný þeyi yaptým. Seyirciden de artýk reaksiyon gelmeye baþlamýþtý kim bu adam diye… Acaba tiyatro içindeki bir karakter mi yoksa gerçekten bir izleyici mi diye meraklanmýþlardý. Babam ise hiç sesini çýkarmýyor. En son Süheyl’in oynadýðý dakikalarda tekrar girdim sahneye ve “Çok temposuz oynuyorsunuz kardeþim. Seyircinin caný sýkýlýyor. O kadar para vermiþler” dedim. Tiyatroculardan birisi “Sen kimsin de ikide bir sahneye atlýyorsun, oyunu bozuyorsun” diye çýkýþtý. Ben de “Tiyatronun sahibinin oðluyum” dedim. Seyircilerden bir alkýþ geldi. Süheyl’de o an atladý, “Sen oðluysan biz kýzý mýyýz?” dedi. Bir alkýþ daha koptu. O anda Süheyl ile sahne ortaklýðýmýz da böylece baþlamýþ oldu. Babam da “Bunu her akþam yapýn” dedi. “Ama para alýrým” dedim. O günden sonra babam da artýk bana yevmiye vermeye baþladý. Babamla uzun yýllar oynadýk; sonra 1990 yýlýnda kendi tiyatromuzu kurduk.
-Tiyatrocu olmasaydýnýz hangi mesleðe sahip olmak isterdiniz?
Süheyl Uygur: Ben yine tiyatrocu olurdum.
Behzat Uygur: Ben futbolcu olurdum. Çünkü bir dönem futbol oynadým. Futbolcu olsaydým þimdi bir takýmda kesin antrenördüm. Fatih Hoca ile birlikteydim kesin. Fatih Terim’i bu arada çok seviyorum. O muhteþem bir adam…
-TV Programlarýnýzda dans ve þarkýyý da kullanýyorsunuz. Size ayný zamanda þovmen de diyebilir miyiz?
Behzat Uygur: Denilebilir tabii ki… Eðlence programý sunuyorsunuz ancak temelinde bir þovmenlik yatýyor. Tiyatrocu kimliði olduðu zaman birçok þeyi oynayabiliyorsunuz. Baþka tip bir program sunduðunuzda da baþka bir kiþiliðe bürünüyorsunuz. Nihayetinde verilen rolü oynuyorsunuz. Ben ciddi programlar da sundum. “Þarký Söylemek Lazým” ile “Güzel ve Dahi” programlarýnda dikkat ettiyseniz daha farklý bir kimlikteydim.
Süheyl Uygur: Zaten biz “Þahane Pazar” stüdyosunu tiyatro sahnesi gibi görüyoruz. Seyircileri ise tiyatrodaki seyirciler olarak hissediyoruz. Hatta tiyatro havasýný daha çok hissedebilmek için taþ olan sahneyi ahþap yaptýrdýk.
“Boynuz Kulaðý Asla Geçemez”
-Peki, Nejat Uygur’un oðullarý olmak nasýl bir duygu? Çünkü O bir tiyatro duayeni…
Behzat Uygur: Þimdi doðrusunu söylemek gerekirse bu konunun detayýný çýkýn da inmek bile istemedik. Çünkü inerseniz iþin içinden çýkamazsýnýz. Bunalýma girersiniz, çünkü o yaþayan bir efsane. Ýlk zamanlar kendi tiyatromuzda sahneye çýktýðýmýzda seyirci bize önyargýyla bakýyordu. Nejat Uygur’un oðullarý olduðumuz için çok yüksek bir beklenti içindeydi.
Süheyl Uygur: Anadolu’da bir yerde “Boynuz Kulaðý Geçer” adlý oyunu oynadýk. Oyundan sonra otelde yemek yiyoruz. Tüm kadro hep birlikteyiz. Uzakta da bir aðabey masasýnda tek baþýna oturmuþ, Behzat ile bana ters ters bakýyor. Bir taraftan da içki içiyor. Dedim ki “Behzat bak þu adam bize ters ters bakýyor, birazdan gelip kesin bize sataþacak.” Behzat dedi ki, “Yok bir þey olmaz.” Neyse aradan bir saat geçti, adam iyice sarhoþ olmuþtu. Kalktý sallana sallana yanýmýza geldi. Biz içimizden “Eyvah kavga çýkacak” derken o “Boynuz kulaðý asla geçmez” dedi ve gitti. Adam kafasýndan kurmuþ iþte. Hâlbuki oyunun adýný babam koymuþtu.
-Þimdi deðil de belki ilk yýllarýnýzda, bir oyunu sergilemeden önce babanýzýn size öðütleri oluyor muydu?
Behzat Uygur: Babamýn en önemli öðüdü “Önce adam olacaksýn” olmuþtu. Bunun çok önemli bir söz olduðunu yaþ ilerleyince anladým. Çünkü bazen tiyatroda çok iyi olanlar, sahne dýþýnda facia birisi olabiliyor. Bu yüzden biz de kendi tiyatromuzda önce adam olanlarla çalýþýyoruz. Çünkü oyunun yarýsýnda sahneyi terk eden, turne günü oyuna gelmeyenler bile vardý. Babamýn diðer bir öðüdü de pes etmemekti. Babam 81 yaþýnda hasta olana kadar hep tiyatro yapmýþtýr. Asla pes etmedi. Mesela babam oyunun son günü dekorda deðiþiklik yapan bir adamdý. Babamýn tiyatroda bizlere garip gelen detaylarýný yýllar sonra sebepleriyle daha iyi anladýk ve hak verdik. Ondan öðrendiklerimizi okullarda öðrenemezdik.
“Biz Oyun Sýrasýnda Bile Tartýþýrýz”
-Türkiye’de gerçek anlamda mizahçý kaldý mý?
Süheyl Uygur: Tabii ki… Mesela ilk aklýma gelen Cem Yýlmaz. Cem Yýlmaz’ý muhteþem buluyoruz. Adam seri komik…
-Peki, eleþtirdiðiniz bir tiyatro oyuncusu var mý?
Behzat Uygur: Engin Günaydýn’ýn sahneyi terk etmesini kesin bir dille eleþtiririm. O arkadaþýmýzýn özel hayatý beni hiç ilgilendirmez ancak “Seyirciden elektrik alamadým” diyor. O zaman sen elektrik ver kardeþim… O yanlýþ bir harekettir. Tiyatrocu bunu seyircisine yapamaz. Kardeþim sen oyuncusun ne demek seyirciden elektrik alamadým deyip sahneyi terk edip gitmek! Seyirci seni tercih etmiþ, bilet almýþ para verip gelmiþ ayaðýna. Kolay mý artýk bu devirde tiyatrolara gidebilmek... Bu ayný manavýn domates vermemesine benziyor. Ne demek elektrik alamadým. Seyirciden elektrik aldýðýnda çýkacak mýsýn? Ýliþki mi yaþayacaksýn?
-Kendi aranýzda anlaþmazsýzlýða düþtüðünüz olaylar oluyor mu?
Süheyl Uygur: Polemiklerimiz çok oldu. Mesleðimiz icabý doðruyu yanlýþý bulabilmek için tartýþarak doðruyu yakalýyoruz.
Behzat Uygur: Biz sadece sahne gerisinde deðil oyun sýrasýnda bile tartýþýrýz. Seyirci anlamaz onu. Oyunun bir parçasý zannederler. Mesela biz tartýþýnca bazen seyirci bize güler. Ama gerçekten de o an ciddi tartýþýyoruzdur.
-Peki, yeni projeleriniz var mý?
Behzat Uygur: Birkaç tane proje hazýrladýk sayýlýr. Televizyon programlarýný hep açýk büfe yapmaya çalýþýyoruz. Karnýyarýðý seven karnýyarýk yesin, suþi seven suþi yesin gibi… Belki duymuþsunuzdur, Avrupa’da bazý televizyon kanallarý bizim programýmýzýn formatýný taklit etti. Hatta Suheyl’in kýyafetinin aynýsýný giyerek…
“Oyun Yazarý Aranýyor!”
-Üniversitelerdeki tiyatro kulübü öðrencilerine neler söylemek istersiniz?
Behzat Uygur: Öncelikle þunu ifade etmek istiyorum. Ben Türkiye’deki tüm üniversiteli öðrencileri önemsiyorum.
Süheyl Uygur: Burada Behzat’ýn sözünü keserek yaþadýðýmýz bir olayý anlatmak istiyorum. Bundan sanýrým birkaç yýl önceydi. Bizi Konya Selçuk Üniversitesi’nden bir öðrenci kulübünün baþkaný üniversitelerine davet etmiþti. Biz de “Geliriz ama kalabalýk olsun, moralimiz bozulmasýn” dedik. Neyse gittik biz okula, salondan bir içeri girdik ki 50 öðrenci ancak var. Çok bozulduk açýkçasý… Kulüp baþkaný kardeþimiz “Aðabey kusura bakmayýn, buyurun isterseniz rektörümüzle bir görüþtüreyim sizi” dedi. Sonra bizi bir yere götürdü. Kapýyý bir açtý ki, beþ bin kiþi salonda meðerse bizi bekliyormuþ. Tüylerimiz diken diken oldu. Þok olmuþtuk!...
Behzat Uygur: Üniversite öðrencilerinin eleþtirileri bizim için gerçekten de önemlidir. Þimdiye kadar ki televizyon programlarýmýzda genellikle üniversitelilerden pek çok ödül aldýk. Üniversitelerin tiyatro kulüplerine birlikte çalýþma teklifinde bulunmak isteriz. Ancak þöyle bir eksiðimiz var, artýk günümüzde tiyatro yazarý kalmadý. Üniversitelerde tiyatro yazarlarý varsa oyunlarýný bize göndersinler, onlarýn yazdýklarý oyunlarý oynayalým.
Süheyl Uygur: Tiyatro alanýnda yetenekli üniversiteli arkadaþlarýmýz bizlere ulaþsýnlar, onlarla birlikte gerek tiyatro sahnesinde, gerekse televizyonlarda birlikte seve seve oynarýz.