Anasayfa  | �leti�im Metin Soylu Facebook Metin Soylu Twitter

 

 
YAZAR HAKKINDA K�TAPLAR ELE�T�R� CEVAP KONFERANSLAR AFET OKULU R�PORTAJLAR BASIN ODASI
 
   Bedeli Çanakkale'de Kanla Ödenecektir tüm seçkin kitapevlerinde!      Piri Reis Haritasý'nýn Þifresi ÇIKTI!     
 



  Alp Alper Ýle Röportaj

Röportaj: Gazeteci Yazar Metin SOYLU

TARÝHÝ VE DOÐAYI GÖKYÜZÜNDEN SEYRETMENÝN AYRICALIÐINI YAÞAMAK ÝSTER MÝSÝNÝZ?

Anadolu'yu Gökyüzünden Fotoðrafladý

THY'de yolcu hizmetleri trafik personeli olarak göreve baþlayan Alp Alper, gökyüzünden dünyayý seyretti ancak fotoðrafçý gözüyle... Bu Alp Alper'i Türkiye'yi havadan fotoðraflamak tutkusuyla buluþturdu ve “Türkiye From 1000 Feet” isimli kitabýný yayýmladý. Bu uðurda kiþisel servetini harcayan Alper, tarihe fotoðraflarýyla belge býrakmanýn mutluluðunu yaþýyor...  

 

 

-Alp Bey Türkiye'yi havadan fotoðraflamak fikri nasýl oluþtu?

Alp Alper: 1999 Marmara Depremi pek çok açýdan bir kayýptý. Bu felaketten önceki tabiat güzelliði de depremle birlikte yok oldu. Dedim ki kendi kendime 'Bir ekip kurmalýyým. Zaman yok. Ülkemizin yok olma ihtimali taþýyan tabiat güzelliklerini ve tarihi deðerlerini havadan fotoðraflayarak bunlarý ölümsüz kýlmalýyým.' Bu fikir “Türkiye’yi Havadan Fotoðraflamak” adýyla hayat buldu.
Sultanahmet Camii'ne ya da Ayasofya Müzesi'ne gökyüzünden bakýldýðýnda önemi, konumu baþka bir perspektiften görülüyor. Ayrýca THY'de çalýþmýþ olmak bana gökyüzünden o deðerleri fark ettirdi. Uçmasaydým böyle bir proje de olmayacaktý.

-Bu proje nasýl hayata geçti?

Alp Alper: Türkiyeyi fotoðraflamak adýna 5 ayrý bölge saptadýk. Nerede bir kale, bir kilise, bir Osmanlý camisi var; nerede önemli bir göl, nehir var hepsi tek tek tespit edildi. Gidip buralarý karadan fotoðrafladýk. GPS ile havadan koordinatlarý çýkarýldý. Ekibimle birlikte 1 yýl bunun üzerinde çalýþtýk. Mesela bir yere gidiyoruz, haritada orada bir kale var ancak gittiðimizde kale kalmamýþ ya da sular altýnda…

“Yani bir yandan tarih gömülüyor bir yandan gün yüzüne çýkýyor”

Elbette bu topraklar üzerinde yedi bin yýl boyunca uygarlýklar yaþamýþ. Yedi bin yýl boyunca gerçekten bir annenin, bir ananýn bu uygarlýklara kucaðýný açtýðý kocaman bir topraktan, Anadolu'dan bahsediyorum. ANA-DOLU yani dolu dolu bir ana... Bu topraklar üzerinde 45 farklý uygarlýk, üç bine yakýn antik þehir var. Ve bilinmeyenler de var. Anadolu topraklarýndan kazý yapýldýkça daha farklý tarihi eserler de çýkmaya devam edecektir. Kazanýlan ve kazandýrýlacak olan bu eserler artýk yurt dýþýnda, British veya Berlin Müzesi’nde olmamalý. Bu topraklarýn tarihi eserleri yine bu topraklarda kalmalý. Bu eserleri fotoðraflamamýn bir nedeni de budur.



-“Türkiye’yi Havadan Fotoðraflamak” adýný verdiðiniz projeyi Kültür Bakanlýðý’na sundunuz mu?

Alp Alper: 2001 yýlýnda dönemin Kültür ve Turizm Bakanlýðý müsteþarýna bunu sundum ancak kendisi bana, “Çok güzel bir proje ancak anlatma, bittiðinde getir” dedi. Þimdi elbette böyle bir cevap beni þaþýrttý. Çünkü zaten gücünüz varsa kendiniz yaparsýnýz. Kültür ve Turizm Bakanlýðý’na da gitmenize gerek kalmaz. Tabi ki bizler de þaþýrdýk ancak saygý duyduk ve oradan sessizce ayrýldýk. Bu projeyi hayata geçirmeden evvel defalarca iþ adamlarýna ve yöneticilere gittik, kapýlarýný çaldýk, destek istedik. O zamana kadar yaptýðýmýz somut bir þey yoktu belki bu nedenle onlardan da destek göremedik.



-Maddi ya da manevi destek gelmedi size, peki siz ne yaptýnýz?

Alp Alper: Yaklaþýk 5,5 yýl boyunca çalmadýðým kapý kalmadý ama kimse destek olmadý. Bu kapýlar kapandýkça ben daha da hýrslandým. Dedim ki bunun bir bedeli var ve ben bunu ödemeliyim. Önce arabamý sattým. Elimde biraz birikmiþ param vardý onu koydum ortaya. Baktým kurtaracak gibi deðil, çünkü proje devasa bir proje... Ekibimin tüm masraflarýný da ben karþýladým otel, yemek, yol masraflarý..vs. Çünkü bu insanlar bir þeye inanarak size geliyorlar. Ekip içinde arkeolog, pilot, harita mühendisi var. Sonunda kooperatif aracýlýðý ile almýþ olduðum evimi de sattým. Bu proje maddi olarak beni bitirse de ben mutluyum. Çünkü baþardým.



“Fotoðrafý beyin çeker fotoðraf makinesi sadece bir araçtýr”

Bugün cep telefonu ile fotoðraf çekenler de kendilerine ben fotoðrafçýyým diyebiliyor. Fotoðraf þarabýn tortusu gibidir. Bu bir birikimdir. Fotoðrafçýlýk bir sanattýr fotoðraf makinesi de bunun aracýdýr. Aslýnda fotoðrafý beyin çeker. Beyinde o birikim yoksa sabahtan akþama kadar fotoðraf çekin, bir anlamý yoktur. Çektiðiniz her kare bir Japon turistin çektiðinden öteye gidemez. Ýnsan bu birikimi nasýl mý elde eder? Görerek, okuyarak, yaþayarak anlayabilirsiniz. Sadece fotoðraflarý çekmiyorum, bununla birlikte o tarihi eser hakkýnda da bilgi sahibi oluyor, onu yaþayarak çekiyorum. Çektiðiniz tarihi eserin önemini ve geçmiþini bilmezseniz onu istediðiniz gibi fotoðraflayamazsýnýz.



-Gökyüzünden çektiðiniz ilk fotoðraf hangisi?

Alp Alper: Ölü Deniz’deki o büyük Lagüm'ü çektim ilk kez paraþütle uçarken. Þirketimin sayesinde dünyayý gezmeye baþladým. Yeri geldi okuduðum bir kitaptaki tapýnaðýn fotoðrafýný çekmek için Kamboçya’ya gittim, yeri geldi Meksika’daki Maya uygarlýklarýna. Bugüne kadar ortalama 50 ülke gezdim ve en zengin tarihi kültürün Türkiye'de olduðunu gördüm. 7 bin 500 yýl öncesinde Konya’daki maðaralarda ilk insan izlerinin yansýmasýný görmek, olaðanüstü, müthiþ bir duygu. Asurlular, Frigler, Hititler, Sümerler..vs. bunlar tarihin yazýlmasýnda öncü medeniyetlerdir. Ve Anadolu topraklarýnda hüküm sürmüþlerdir. Bizans, Selçuklu, Roma, Osmanlý daha neler neler...

“Bizim için eðitim alanýnda Amerika ne ise dünyada arkeologlar için de Türkiye odur”

Elbette, bakýn bugün her ülkenin üniversite öðrencileri Ýngiltere’ye, Amerika’ya gidip mastýr yapma düþüncesinde. Döndüðünde iþ baþvurusunda Amerika’da mastýr yapmýþ olmak onu ayrýcalýklý kýlar. Bu bir etiket ve buna bakýlýyor. Ýþte bizim için eðitim alanýnda Amerika ne ise dünyada arkeologlar için de Türkiye odur. Dikkat ederseniz Türkiye’deki kazý alanlarýnda görevli pek çok isim yabancý arkeologlardýr. Ayrýca halen Kültür ve Turizm Bakanlýðý arkeologlara ödenek ayýrmýyor.


-Fotoðraflarýnýzý bir kitapta topladýnýz ve buna “Türkiye From 1000 Feet” adýný verdiniz. Bu kitap Yunanaca olarak 2 bin adet basýldý ve orada piyasaya çýktý. Peki neden Türkiye deðil?

Alp Alper: Görev gereði Atina’da kaldýðým sürede, ayný zamanda National Geographic dergisinin Atina temsilcisiydim. Fotoðraf projemden bir arkadaþým yayýnevine bahsediyor. 'Ýnanýlmaz güzel bir proje' diyorlar. Türkiye’deki yayýnevleri sýcak bakmadý ama Yunan yayýncý bana kadar geldi ve 'Ben bu projene sahip çýkmak istiyorum' dedi. Düþünün Türkiye’de çalmadýðým kapý kalmamýþ Yunanistan’da ise bir yayýnevinin sahibi kendisi bana geliyor ne diyorsam tamam diyor. Yunanistan Turizm Bakaný Agramapapolos 2004-2005 yýlýnda beni kendi makamýna davet etti ve tebrik etti. Türk-Yunan kültürünün birbirine yakýn olduðunu ve bunu bir kitapla belgelemenin çok iyi bir proje olduðunu ifade etti. Fotoðraflarý 1000 fit yükseklikten çektiðimiz için kitabýn adý da böyle oldu.



-Sizi en çok uðraþtýran havadan fotoðraf çekimi hangisi oldu?


Alp Alper: Kastamonu Küre Daðlarý’na 4 kez üst üste gittim. Dördüncüsünde uygun fotoðrafý çekebildim. Sýrf daðýn üzerindeki o rengi o dokuyu yakalayabilmek için. Doðu Beyazýt’taki Ýshak Paþa Sarayý’nýn üzerinde iken uçak dönemez ya da hazýr hissetmezsiniz kendinizi o anda çekemezsiniz. Tekrar ayný þekilde en iyi görüntüyü almak için harekete geçersiniz ve mutlaka uygun an gelir sizi bulur. 



-Küresel ýsýnmanýn etkisiyle dünyamýzý saran çöl sýcaklarý yüzünden hemen hemen her yer kuruyor ve Türkiye de bundan fazlasýyla etkileniyor. Uzman bir fotoðrafçý olarak gökyüzünden objektifinize ne yansýyor?

Alp Alper: Gökyüzünden objektifime yangýnlar, denizlerin kirliliði, su kaynaklarýmýzýn kurumasý, bazý ülkelerin rant için sýcak çatýþmalarýnýn ve savaþlarýnýn küresel ýsýnmanýn oluþmasýnda önemli bir etken olduðu yansýyor. Günü kurtarmak adýna, kâr amaçlý yapýlan bu savaþ, insanýn dünyasýný kendi eliyle yok etme savaþý aslýnda... Bakýnýz bugün Konya büyük bir risk altýndadýr. Çünkü devasa Konya Ovasý’nda aðaçlar, ormanlar yok. Ya da Diyarbakýr’da, o bereketli nehirlerin kenarlarýnda bir tek aðacýn olmamasý Türkiye’nin sahipsiz olduðunun bir belgesidir. Sadece her ilin valisi, belediyesi sorumlu deðil ki orada yaþayan herkes dili, dini ne olursa olsun insani duygularla tabiatý kucaklamalýdýr. Kendi için deðilse bile çocuðu için, torunu için bir fidan dikmelidir, bu en anlamlý miras olur. Acil demiyorum, bakýnýz çok acil önlemler alýnmasý gereken yer Konya’dýr. Türkiye’de gerçekten de büyük bir yok oluþ var.



Örneðin Konya Beyþehir Gölü’nün yýllar önceki bir görüntüsü ile þimdiki görüntüsü arasýnda büyük bir fark var. Göl sularý tamamen çekilmiþ durumda. Veya bir Isparta’daki Eðirdir Gölü’ne bakýn, bu göller artýk kuruyor. Tuz Gölü, Anadolu’daki flamingolarýn en önemli hayat damarý… O bölgedeki yerleþim birimlerinin tüm kanalizasyonu Tuz Gölü’ne akmaktadýr ne yazýk ki. Yok ettiðimiz aslýnda flamingolar deðil kendimiziz. Ben bunlarý fotoðrafladým, tarihe belgedir.



“Türkiye’deki tüm üniversite yerleþkelerini havadan fotoðraflamaya hazýrým”

Türkiye’deki üniversitelerimizin yerleþkelerini havadan fotoðraflayýp sonra bu fotoðraflarý o üniversitelerin rektörlüklerine hediye etmek isterim. Elbette bu da bir maliyet. Yani bir firma sponsor olursa ben bunu seve seve yapabilirim. Bakýn en basiti bir helikopterin saatine bile 800 euro para veriyoruz. Kaldý ki her üniversitenin yerleþkesi için havadan yapýlacak çekimin ne kadar süreceði belli deðil. Bana bir helikopter ve pilot verilsin yeter. Eðer bir sponsor destek olursa çektiðim her fotoðraf karesi bu ülkeye deðer olarak geri dönecektir.

 

 

ALP ALPER KÝMDÝR?

1965 yýlýnda Ankara'da doðdu. Ýlkokul, ortaokul ve lise öðrenimini Ankara'da tamamladý. Gazi Üniversitesi fizik bölümünde iki yýl okuduktan sonra, Anadolu Üniversitesi Ýktisat Fakültesi'nde okudu ve mezun oldu. Kýbrýs’ta tamamladýðý askerlik görevinin ardýndan, 1991 yýlýnda Ýstanbul’a yerleþti. Nisan 1992 yýlýnda Türk Hava Yollarý'nýn açtýðý sýnavlarý kazanarak Yolcu Hizmetleri Trafik Personeli olarak göreve baþladý. Daha sonra THY bünyesinde bulunan “Uçuþ Uzmanlýðý”( Flight Dispatcher), kadrosuna geçti. Her ay 30-40 saatlik uçuþlara katýlan Alp Alper, bu görevler esnasýnda da pek çok güzelliði havadan detaylý olarak görme þansýna sahip oldu. Bu þansýný, okul yýllarýnda hobi olarak baþladýðý fotoðrafçýlýk ile birleþtirdi ve bir doða harikasý olan Ýstanbul'u ve diðer yerlerin eþsiz güzelliklerini fotoðraflamaya baþladý. 1999 yýlýndaki büyük deprem sonrasýnda, gönüllülerden oluþan ekibini kurarak " Türkiye'yi Havadan Fotoðraflama” macerasýna atýldý.

2000 yýlýnda THY'de, Atina Ýstasyon Þefliði görevine atanmasý çalýþmalarýna engel olmadý ve ekibiyle birlikte Türkiye'nin dört bir yanýnda fotoðraf çalýþmalarýna devam etti. Alp Alper, Türkiye'nin yurtdýþýnda tanýtýmlarýna katkýda bulunmak amacýyla, "Ýstanbul " konulu, Atina'da iki, Polonya'da bir fotoðraf sergisi açtý.

1996 yýlýndan itibaren Türkiye'de Gezi-Traveler, Gurme, Ulusoy Traveler gibi dergilerde çalýþtý. 1999 yýlýndan itibaren ise Yunanistan'da Cosmos Travel ve National Geographic, ardýndan da 2005 yýlýnda Türkiye ve Polonya National Geographic dergileri ile çalýþmaya baþladý. 2006 Eylül ayýnda Yunanistan’daki görevi sona erdiði için Ýstanbul’a yerleþti. Halen Türkiye ile ilgili üç fotoðraf ve bir belgesel projesini ekibiyle birlikte sürdürmekte ve bu projelerin hayat bulmasý için sponsor ve destek arayýþlarýna devam ediyor

Alp Alper, fotoðraf tutkusunun yaný sýra, tarih ve arkeoloji ile yakýndan ilgilenirken, Paragliding ve Scuba-Diving yapýyor.





 
 
Metin Soylu'nun hangi kitabýný daha baþarýlý buluyorsunuz?
Hepsi
Afet Okulu
Bedeli Çanakkale'de Kanla Ödenecektir
Piri Reis Haritasý'nýn Þifresi
  
 
 

 

ANA SAYFA YAZAR HAKKINDA K�TAPLAR ELE�T�R� CEVAP KONFERANSLAR AFET OKULU R�PORTAJLAR �LET���M
Siteden yararlan�rken gizlilik ilkelerini okuman�z� tavsiye ederiz.
� 2024 T�m haklar� sakl�d�r.
�zinsiz ve kaynak g�sterilemeden yay�nlanamaz.


�izginet & Mehmet CAN